(creating things)

listen to the pronunciation of (creating things)
Englisch - Türkisch

Definition von (creating things) im Englisch Türkisch wörterbuch

birth
{i} doğum

Dün onyedinci doğumgünümdü. - Yesterday was my seventeenth birthday.

Doğum günü hediyesi olarak sana kalem aldım. - I got you a pen as a birthday present.

birth
neşet
birth
doğuş

Henry James doğuştan bir Amerikalıdır. - Henry James was an American by birth.

O, doğuştan bir şairdir. - He is a poet by birth.

birth
dünyaya getirme
birth
başlangıç
birth
doğurma

Mary en fazla iki çocuk doğurmayı istemektedir. - Mary intends not to give birth to more than two children.

Bu gerçek bir hikaye. Bir kadın, doğurmak için ünlü bir kadın-doğum kliniğine yatırıldı. - This is a true story. A woman was admitted to a reputed obstetrics clinic to give birth.

birth
sop
birth
{i} soy
birth
{i} doğma
birth
birthri
birth
{i} kaynak

Sami'nin doğumu evlilik dışı bir ilişkiden kaynaklandı. - Sami's birth resulted from an extramarital affair.

birth
nesep
birth
{i} yavrulama
birth
{i} nesil
birth
birth control doğum kontrolü
birth
{i} köken
Englisch - Englisch
birth