Ben onun büyük bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum.
- I don't think he's a great actor.
Charlie Chaplin bir oyuncudur.
- Charlie Chaplin is an actor.
Tom genç bir kadın oyuncuya aşık oldu.
- Tom fell in love with a young actress.
Asla bir kadın oyuncu olmayacaksın.
- You'll never be an actress.
Bir erkek oyuncu gibi görünüyor muyum?
- Do I look like an actor?
Tom en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında oskar kazandı.
- Tom won the Oscar for Best Supporting Actor.
Aktör oyunun büyük bölümünde sahnedeydi.
- The actor was on the stage for most of the play.
Brad Pitt bir aktördür.
- Brad Pitt is an actor.
Joan zor bir çocukluk geçirmesine rağmen büyük bir aktrist oldu.
- Joan became a great actress in spite of having had a difficult childhood.
Benim için sürpriz oldu, o çok güzel bir aktrisle evlendi.
- To my surprise, he got married to a very beautiful actress.