Women's faces are often more beautiful when they take their clothes off, for they then stop thinking about their external appearance.
 - Kadınların yüzü giysilerini çıkardıklarında çoğunlukla daha güzeldir, zira onlar o zaman dış görünüşleri hakkında düşünmekten vazgeçerler.
That politician is well versed in internal and external conditions.
 - O politikacı iç ve dış koşullarda deneyimlidir.
The cerebral cortex is the brain's outer layer.
 - Serebral korteks beynin dış katmanıdır.
Between the inner and outer planets is an asteroid belt.
 - İç ve dış gezegenler arasında bir asteroit kuşağı vardır.
A ghost is an outward and visible sign of an inward fear.
 - Bir hayalet içe dönük bir korkunun dışa dönük ve görünür işaretidir.
No matter how we try, it is impossible to distinguish good people from bad people by outward appearances.
 - Ne yaparsak yapalım, iyi insanları kötü insanlardan dış görünüşlerine bakarak ayırmak imkansızdır.
The government was obliged to make changes in its foreign policy.
 - Hükümet, dış politikasında değişiklikler yapmak zorunda kaldı.
He is well versed in foreign affairs.
 - O dışişlerinde iyi deneyimlidir.
Go out and breathe some fresh air instead of watching TV.
 - Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.
I'm going to go out this afternoon.
 - Bu öğleden sonra dışarıya çıkacağım.
You are off the point.
 - Konunun dışına çıktın.
Don't forget to turn off the gas before going out.
 - Dışarı çıkmadan önce gazı kapatmayı unutmayın.
Today, we have to sleep outdoors.
 - Bugün, dışarıda uyumak zorundayız.
She doesn't get outdoors much.
 - O, evin dışına fazla çıkmaz.
Both we and the Soviets face the common threat of nuclear destruction and there is no likelihood that either capitalism or communism will survive a nuclear war.
 - Biz ve sovyetler nükleer yıkımın alışılmış tehditiyle yüz yüzeyiz ve hem kapitalizmin hem komunizmin nükleer bir savaşla mücadele etmesi olasılık dışı.
Women's faces are often more beautiful when they take their clothes off, for they then stop thinking about their external appearance.
 - Kadınların yüzü giysilerini çıkardıklarında çoğunlukla daha güzeldir, zira onlar o zaman dış görünüşleri hakkında düşünmekten vazgeçerler.
She managed to keep up appearances.
 - O, dışarıya belli etmedi.
It is very cold outside. You'll catch a cold without a coat.
 - Dışarıda hava çok soğuk, ceketsiz üşüteceksin.
Innovators think outside the box.
 - Yenilikçiler televizyonun dışında düşünüyorlar.
Despite medical advances, ectopic pregnancy remains a significant cause of maternal mortality worldwide.
 - Tıbbi gelişmelere karşın dış gebelik, dünya çapındaki anne ölümlerinin önemli bir nedeni olmaya devam etmektedir.
The exosphere is the outermost layer of our atmosphere.
 - Ekzosfer atmosferimizin en dış tabakasıdır.
How do scientists detect exoplanets?
 - Bilim adamları dış gezegenleri nasıl tespit ediyor?
Tom couldn't sneak out of the dorm without being seen.
 - Tom görülmeden yurdun dışına çıkamadı.
I never go out without buying something.
 - Ben bir şey satın almadan asla dışarı çıkmam.