This was the turning point of his life.
- Bu onun hayatının dönüm noktasıydı.
First Contact became the most important turning point in human history.
- İlk İletişim, insanlık tarihinde en önemli dönüm noktası oldu.
You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.
- Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
Each year, twenty-seven million acres of the tropical rainforests are destroyed.
- Her yıl, tropikal yağmur ormanlarından 27.000.000 dönüm imha edilir.
That day was an important milestone in our project.
- O gün projemizde önemli bir dönüm noktasıydı.
I think this is a turning point.
- Bence bu bir dönüm noktasıdır.
The Battle for Quebec was the turning point in the war.
- Quebec için mücadele savaşta dönüm noktasıydı.
Tom doesn't know the difference between climax and climacteric.
- Tom dönüm noktası ile yaş dönümü arasındaki farkı bilmiyor.
Tom doesn't know the difference between climax and climacteric.
- Tom dönüm noktası ile yaş dönümü arasındaki farkı bilmiyor.
That day was an important milestone in our project.
- O gün projemizde önemli bir dönüm noktasıydı.