common, ordinary

listen to the pronunciation of common, ordinary
İngilizce - Türkçe
basbayağı
trivial
önemsiz

Böyle önemsiz bir sorun hakkında endişelenmeyin. - Don't worry about such a trivial problem.

Tahrikçi önemsiz konuları abartma eğilimindedir. - The agitator is inclined to exaggerate trivial matters.

trivial
{s} saçma

Anne babanı böyle saçma bir şeyle rahatsız etme. - Don't bother your parents with such a trivial thing.

Tebeşirle yazmak saçmadır. - Writing with chalk is trivial.

trivial
{s} küçük
trivial
sıradan
trivial
ufak tefek
trivial
(Dilbilim) eğlencelik
trivial
ufak
trivial
bayağı
trivial
kırtıpil
trivial
cüzi
trivial
(Biyokimya) alışılmış
trivial
havadan sudan
trivial
(sıfat) küçük, değersiz, önemsiz, abes, saçma
trivial
{s} değersiz
trivial
{s} saçma, abes
İngilizce - İngilizce
trivial
common, ordinary