cevherler

listen to the pronunciation of cevherler
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) ENFAS
CEVHER
(Osmanlı Dönemi) Yalnız noktalı harflerin ebcedîsi hesab edilerek yazılan manzum tarih
CEVHER
(Osmanlı Dönemi) Edb: Noktalı harf
CEVHER
(Osmanlı Dönemi) Bir şeyin özü, esası
CEVHER
(Osmanlı Dönemi) Kıymetli taş
CEVHER
(Osmanlı Dönemi) Harflerin noktası
CEVHER
(Osmanlı Dönemi) Fls: Varlığı kendinden olan, var olmak için kendi dışında başka birşeye muhtaç olmayan varlık. Allah'a inanan filozoflar iki çeşit cevher kabul etmişlerdir. Yaratıcı cevher, Allah. Yaratılmış cevher, madde, ruh. Allah'ı cevher olarak vasıflandırmak noksan bir anlayıştır. Çünkü cevher Allah'ın sıfatlarından "kıyam-ı binefsihi: va
CEVHER
(Osmanlı Dönemi) Çelik üzerindeki nakış
Cevher
gevher
Cevher
töz
cevher
öz, maya
cevher
Değerli süs taşı, mücevher. İyi yetenek: "Avrupa aristokratı, cevheri tükenmeye yüz tutmuş bir insandır."- P. Safa
cevher
Bir şeyin özü, maya, gevher: "Şu kuvvetin, cevherin sırrını öğrenmek için soruyorum."- S. F. Abasıyanık
cevher
Bir şeyin özü, maya, gevher
cevher
(Osmanlı Dönemi) asıl, temel, kök, kıymetli taş
cevher
İyi yetenek
cevher
Değerli süs taşı, mücevher
cevherler