O kendinden emin ve güçlü.
- He's confident and strong.
Tom kendinden emindi.
- Tom used to be confident.
Tom gerçekten kendine güvenen bir çocuk.
- Tom is a really confident kid.
Hiç kendine güvenen değildim.
- I wasn't confident at all.
Tenis maçını kazanacağımdan eminim.
- I'm confident that I'll win the tennis match.
Tom kesinlikle kendinden emin görünüyor.
- Tom certainly looks confident.
Çok güvenli hissetmiyorum.
- I don't feel very confident.
Ben güvenli hissediyordum.
- I was feeling confident.
When it came to sport, he was really sure of himself: he knew he was good.