brav

listen to the pronunciation of brav
Almanca - Türkçe
İngilizce - Türkçe

brav teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

brave
{s} cesur

Güvenli bir mesafeden cesur olmak kolaydır. - It is easy to be brave from a safe distance.

Çocuk olduğu için, o cesurdu. - Child as he was, he was brave.

brave
{s} yiğit

Tom cesur ve yiğittir. - Tom is brave and courageous.

brave
yağız
brave
yiğit kimse
brave
bravelyyiğitçe
brave
{s} mert
brave
{f} göğüs germek
brave
babayiğit
brave
{f} cesaretle karşı koymak
brave
şecaatli
brave
{i} kızılderili savaşçı
brave
batur
brave
koçak
brave
bıçkın
brave
keleş
brave
kahraman

Kahramanlık büyük bir erdemdir. - Bravery is a great virtue.

Eski insanlar kahramanlık hikayelerini anlatmaktan hoşlanmışlar. - Ancient people liked to tell stories of bravery.

brave
cesaretle karşılamak
brave
(sıfat) mert, yiğit, cesur, yürekli, kahraman, görkemli, şahane
brave
(isim) kızılderili savaşçı, kızılderili savaşçılar
Almanca - İngilizce
decorous
good
well-behaved
tamely
brave

There will he find an Egmont and an Orange, the brave warriors of Emperor Charles, as wise in council as they are formidable in the field. - Er findet dort einen Egmond und Oranien, die braven Krieger Kaiser Karls, so klug im Kabinett als fürchterlich im Felde.

Leute, die brav Steuern zahlen/abführen
people who do pay their taxes
Sei brav, sonst holt dich der schwarze Mann!
Be good, or the bogey man will come and get you!
Wart ihr auch alle brav?
Have you been good this year?
ruhig und brav
demurely
treu und brav
faithfully