belirler

listen to the pronunciation of belirler
Türkçe - İngilizce
specifies
third-person singular of specify
belirle
{f} determined

The lawyer determined his course of action. - Avukat eylemin rotasını belirledi.

Our lives are determined by our environment. - Yaşamlarımız çevremiz tarafından belirlenir.

belir
(Bilgisayar) appear

A form appeared in the darkness. - Karanlıkta bir şekil belirdi.

A look of contentment appeared on his face. - Onun yüzünde bir memnuniyet görüntüsü belirdi.

belir
appearing
belirle
(Bilgisayar) specs
belirle
(Bilgisayar) set

You should respect the rules your parents set for you. - Ebeveynlerinin senin için belirlediği kurallara uymalısın.

First settlers were highly educated and set Puritanism as first American principle. - İlk yerleşimciler hayli eğitimliydiler ve Püritenizm'i ilk Amerikan ilkesi olarak belirlediler.

belirle
(Bilgisayar) identify

A spectrometer uses light to identify the chemical composition of matter. - Bir spektrometre, maddenin kimyasal bileşimini belirlemek için ışık kullanır.

Can you identify the problem areas? - Sorunlu alanları belirleyebilir misiniz?

belir
spring up
belirle
{f} determining

What was the determining factor in this case? - Bu durumda belirleyici faktör neydi?

belirle
stake out
belirle
determine

One's lifestyle is largely determined by money. - Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.

They determined the date for the trip. - Seyahat için tarihi belirlediler.

belirle
appointing
belirler