being sensible

listen to the pronunciation of being sensible
İngilizce - Türkçe
halden anlama
level
düzey

Onun oyunculuğu profesyonel düzeydedir. - Her acting is on the level of a professional.

Duygusal bir düzeyde katılıyorum ama pragmatik düzeyde katılmıyorum. - I agree on an emotional level, but on the pragmatic level I disagree.

level
seviye

Bu yıl işsizlik rekor seviyelere ulaşacak. - This year unemployment will reach record levels.

Tom kolesterol seviyesinin biraz yüksek olabileceğinden endişeliydi. - Tom was worried that his cholesterol level might be a little high.

level
aynı seviyeye getir
level
aynı düzeyde
level
aynı düzlemde olma
level
muntazam
level
bir seviyede olan
level
kot
level
altitüt
level
düzlemek
level
dengeli
level
derece

Su, deniz seviyesinde 100 santigrat derecede kaynar. - Water boils at 100 degrees Celsius at sea level.

Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde. - Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.

level
düz yer
level
düzey,v.aynı seviyeye getir: n.düzey
level
{s} seviyeli

Tom geçen yılın ders planlarını benimsedi böylece onları bu yılın daha düşük seviyeli öğrencileri için kullanabildi. - Tom adapted last year's lesson plans so he could use them with this year's lower level students.

level
{i} zemin
level
{i} düzlük, düz yer
level
{s} akılcı
level
{i} düzeç, kabarcıklı düzeç, su terazisi
İngilizce - İngilizce
level
being sensible

    Heceleme

    be·ing sen·si·ble

    Türkçe nasıl söylenir

    biîng sensıbıl

    Telaffuz

    /ˈbēəɴɢ ˈsensəbəl/ /ˈbiːɪŋ ˈsɛnsəbəl/