Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
 - One, two, three, four, five, six, seven, eight, nine, ten.
Birini tanıyorum da ötekini değil.
 - I know one of them but not the other.
Tek yazılması gereken iki kelimeyi, iki ayrı kelime olarak yazmak Norveç'te büyük bir problemdir.
 - Writing two separate words when it should be written as one is a big problem in Norway.
Eski tekerlekleri yenisiyle değiştir.
 - Replace the old tires with new ones.
Hayallerimden biri İzlandaca öğrenmek.
 - One of my dreams is to learn Icelandic.
Birini tanıyorum da ötekini değil.
 - I know one of them but not the other.
Birisi o birahanede fazla müzik dinlemez.
 - One won’t hear much music in that pub.
En favori melodilerimden birisi radyoda çalıyordu.
 - One of my favorite tunes was playing on the radio.
Kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor.
 - No one wants to listen to my opinions.
Hiç kimse keyfi olarak mal ve mülkünden mahrum edilemez.
 - No one shall be arbitrarily deprived of his property.
Ofiste bir tane satın almak zorundasın.
 - You have to buy one at the office.
Pasaportumu kaybettim. Yeni bir tane almak zorunda kalacağım.
 - I lost my passport. I'll have to get a new one.
Bu kaybettiğim kamera ile aynı tip kamera.
 - This is the same type of camera as the one I lost.
İki insan her zaman aynı görüşe sahipse, bunlardan biri gereksizdir.
 - If two men always have the same opinion, one of them is unnecessary.
Her birimiz elinden geleni yapmalı.
 - Each one of us should do his best.
Her birinize inancım var.
 - I have faith in each and every one of you.
O, dünyanın en büyük bilim adamlarından biri olarak kabul edilir.
 - He's considered to be one of the greatest scientists in the world.
Körlerin ülkesinde, tek gözlü adam kraldır.
 - In the country of the blind, the one-eyed man is king.
Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.
 - That's one small step for a man, one giant leap for mankind.
Küçük kız kardeşim ve ben çok fazla kovalamaca oynardık. Birbirimizi kovalardık ve kovalayan kişi kovalanana dokunmaya çalışır ve ona Sen ebesin! diye seslenirdi.
 - My little sister and I used to play tag a lot. We would chase each other, and the one chasing would try to tag the one being chased and yell: You're it!
My aunt used to say, One day is just like the other..