beden%C3%AE

listen to the pronunciation of beden%C3%AE
İngilizce - Türkçe

beden%C3%AE teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

beden eğitimi dersi
Belen Eğitimi dersi
Türkçe - Türkçe

beden%C3%AE teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

BEDEN
(Osmanlı Dönemi) (C.: Ebdân) Gövde, vücut, ten.* Vücudun kol, bacak ve baş gibi ayrıca kısımlarından başka diğer merkezi kısmı
BEDEN
(Osmanlı Dönemi) Ağacın dal ve budaktan başka olan kısmı, kütük
BEDEN
(Osmanlı Dönemi) Kale bedeni
beden
Vücudun, baş, kol ve bacak dışında kalan bölümü, gövde: "Yemen halkı yaz günlerinde bedenlerini serinletmek için kabuğu kaynatıp içerler."- S. Birsel
beden
Canlı varlıkların maddi bölümü, vücut
beden
Mantara bağlı oltanın ucuna bir fırdöndü vasıtasiyle bağlanan ve kalınlığı, oltanın kalınlığından küçük olan misina
beden
Vücudun, baş, kol ve bacak dışında kalan bölümü, gövde
beden
Kale duvarı
beden
Giysilerde ölçü
beden
Bakır sahan
beden cezası
İnsan vücudu üzerine uygulanan ceza
beden eğitimi
Vücudu güçlendirmek ve sağlığı korumak amacıyla araçlı veya araçsız hareketler yapma, beden terbiyesi
beden işçisi
Beden gücü ile emeğini ortaya koyan kimse
beden terbiyesi
Spor işlerinden sorumlu makam
beden terbiyesi
Beden eğitimi
İngilizce - İngilizce

beden%C3%AE teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

beden
It is probably the wild goat of the Bible
beden
The Abyssinian or Arabian ibex (Capra Nubiana)
Türkçe - İngilizce

beden%C3%AE teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

beden
body

A prayer was said over his body. - Onun bedenine dua edildi.

Man consists of soul and body. - İnsan ruh ve bedenden oluşur.

beden eğitimi
physical education, P.E., gym
beden
flesh

The spirit is willing, but the flesh is weak. - Ruh isteklidir fakat beden güçsüzdür.

beden
the flesh

The spirit is willing, but the flesh is weak. - Ruh isteklidir fakat beden güçsüzdür.

beden
(Tekstil) bodice
beden
taille
beden (pipoda)
stem
beden dili
body signals
beden dili
body language
beden etiketleri
(Tekstil) size label
beden eğitimi ve spor
(Askeri) physical training and sports
beden eğitimi öğretmenleri
physical education teachers
beden işaretleri
body language
beden kitle indeksi
(Tıp) body mass index
beden sıvıları
body fluids
beden terbiyesi
physical training
beden yükümlülüğü
(Ticaret) labour
beden öğretmeni
gym teacher
beden algı bozukluğu
body dysmorphia
beden algı bozukluğu
dysmorphophobia
beden algı bozukluğu
dysmorphic syndrome
beden algı bozukluğu
body dysmorphic disorder
beden eğitimi
Physical education, physical training, gymnastics, physical exercise, calisthenics, callisthenics
beden kas koordinasyonu
body-muscle coordination
beden metaforları
body metaphors
beden uzunluğu
body length
beden
body, the flesh; trunk; (giysi) size
beden
frame; size
beden
trunk; body structure
beden
wall (of a castle)
beden
trunk, principal part
beden
measurement; tabernacle
beden asortisi
(Tekstil) size assortment
beden astarı
(Tekstil) body lining
beden belleği
(Pisikoloji, Ruhbilim) body memory
beden cezası
corporal punishment
beden cezası
physical punishment
beden duvarı
(İnşaat) main outer wall
beden duvarı
(İnşaat) main wall
beden duyuları
(Pisikoloji, Ruhbilim) somatosenses
beden eğitimcisi
turner
beden eğitimi
gym

Yesterday, Tom was injured in a motorbike accident, so he can't attend gym class for the time being. - Dün, Tom bir motosiklet kazasında yaralandı, bu yüzden beden eğitimi dersine şimdilik katılamıyor.

Tom works as a gym teacher. - Tom beden eğitimi öğretmeni olarak çalışıyor.

beden eğitimi
calisthenics
beden eğitimi
calisthenic exercise
beden eğitimi
physical training
beden eğitimi
callisthenics
beden eğitimi
physical education

I injured myself during the physical education lesson. - Beden eğitimi dersinde sakatlandım.

We have physical education. - Bizim beden eğitimimiz var.

beden eğitimi
gymnastics
beden eğitimi
physical exercise
beden eğitimi (okullarda)
gym
beden eğitimi hocası
gymnast
beden eğitimi ile ilgili
(Spor) calisthenic
beden eğitimi ile ilgili
(Spor) callisthenic
beden eğitimi öğretmeni
games mistress
beden eğitimi öğretmeni
(Spor) physical education teacher
beden işçisi
blue collar worker
beden kuşağı
whelp
beden sosyolojisi
body sociology
beden zayıflığı
cachexy
beden zayıflığı
cachexia
beden ısısının düşmesi
hypothermia
ruh ve beden durumu
fettle
büyük beden
Plus size, XL
kaç beden giyiyorsunuz?
How much do you wear?
battal beden
unusual or irregular size (especially a very large size)
battal beden
outsize
büyük beden
oversized
büyük beden giysi
oversize
en büyük beden
outsized
insanın beden ruh ve can olarak üçe ayrılması
trichotomy
insanın beden ruh ve can olarak üçe ayrılması
division into three parts
kaç beden aramıştınız
What size do you need
ruh ve beden
somatopsychic
ruh-beden dualizmi
(Pisikoloji, Ruhbilim) mind-body dualism
ruh-beden problemi
(Pisikoloji, Ruhbilim) mind-body problem
ruhun geçici olarak kaldığı beden
tabernacle
çok büyük beden
outsize
beden%C3%AE