Linda çok sevecen bir anneydi.
- Linda was a very loving mother.
Leyla çok sevecen bir anne gibi görünüyordu.
- Layla seemed a very loving mother.
Tom'un ailesi sıkı fıkı ve sevgi doludur.
- Tom's family is close-knit and loving.
Ölüme yakın deneyiminden sonra Tom daha sevgi dolu ve daha ön yargısız bir insan olmuştu.
- After his near-death experience, Tom was a much more loving and less judgemental person.
Çocukların sevilmeye ihtiyacı vardır.
- Children need loving.
Sevmekte sevilmekten daha fazla zevk vardır.
- There is more pleasure in loving than in being loved.
Tom'un seven ebeveynleri vardı.
- Tom had loving parents.
Seven bir kalp, tüm bilginin başlangıcıdır.
- A loving heart is the beginning of all knowledge.
Onun şefkatli bir ailesi vardı.
- He had a loving family.
Böylesine şefkatli bir aileye sahip olduğun için şanslısın.
- You are fortunate to have such loving parents.
his loving wife.
... So if you're in a loving, nurturing relationship, then ...
... a lot. And so I think I grew up just understanding metaphor and just kind of loving that, how ...