bahçe

listen to the pronunciation of bahçe
Türkçe - İngilizce
garden

The garden is in front of the house. - Bahçe, evin önündedir.

All the flowers in the garden are yellow. - Bahçedeki tüm çiçekler sarı.

of or pertaining to a garden
cultivated in a garden
garden; park
plot of ground for growing plants
used in a garden
orchard

They stole apples from my orchard. - Bahçemden elma çaldılar.

How many apple trees are in your orchard? - Meyve bahçenizde kaç tane elma ağacı var?

quadrangle
quad
layout
landscaped garden
bahçe düzenlemek
landscape
bahçe duvarı
garden wall
bahçe eşyaları satan yer
gardenware store/shop
bahçe mobilyası
garden furniture
bahçe saksısı
garden flowerpot
bahçe sulamak
garden watering
bahçe teresi
garden cress
bahçe ve peyzaj müdürü
garden landscape manager
bahçe ve peyzaj müdürü
landscape manager
bahçe alanı glade
(created by a landscape architect)
bahçe avlusu
patio
bahçe bitkileri
garden plants
bahçe cini
garden gnome
bahçe düzenleme
landscape gardening
bahçe düzenleme
garden arranging
bahçe düzenleyicisi
landscape gardener
bahçe hezareni
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: düğünçiçeğigiller,şakikiye) rocket larkspur
bahçe hortumu
garden hose

Tom sprinkled water on the vegetables with the garden hose. - Tom bahçe hortumu ile sebzelerin üstüne su serpti.

I need a garden hose. - Bahçe hortumuna ihtiyacım var.

bahçe ile ilgili
horticultural
bahçe ile ilgili
garden
bahçe ile uğraşan kimse
gardener
bahçe işiyle uğraşmak
garden
bahçe işleri
gardening

I would like you to assist me with my gardening. - Benim bahçe işlerinde bana yardım etmeni istiyorum.

Tom enjoys gardening. - Tom bahçe işlerinden hoşlanır.

bahçe kirazkuşu
(Tabiat Doğa) (kuş, Fam: yelvegiller) cirl bunting
bahçe kovası
watering can
bahçe kovasının süzgeçli ağzı
spray nozzle
bahçe külçiçeği
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: papatyagiller,bileşikgiller,mürekkebe) [syn.: bahçe külçiçeği, kanarya çiçeği] sea ragwort, annual dusty miller
bahçe küreği
spade
bahçe makası
pair of hedge shears
bahçe makası
pruning-shears
bahçe makası
pruning shears
bahçe makası
pair of secateurs
bahçe makası
hedge shears
bahçe makası
secateurs
bahçe mimarisi
landscape gardening
bahçe mimarisi/mimarlığı
landscape architecture; landscape gardening
bahçe mimarlığı
landscape architecture
bahçe mimarı
landscape architect
bahçe mimarı
landscape architect; landscape gardener
bahçe nanesi
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: ballıbabagiller,şefeviye) spearmint
bahçe nanesi
spearmint
bahçe sofası glade
(created by a landscape architect)
bahçe tarhını çevreleyen cüce bitki
ground box
bahçe teresi
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: turpgiller,salibiye) [syn.: bahçe teresi, adi suteresi] cress, garden cress
bahçe toprağı
garden mould
bahçe toprağı
garden mold
bahçe tırmaşıkkuşu
(Tabiat Doğa) (kuş, Fam: tırmaşıkkuşugiller) short-toed treecreeper
bahçe uyuklıyanı
(Tabiat Doğa) (kemirgen, Fam: yediuyurlar) garden dormouse
bahçe uzmanı
horticulturist
bahçe ötleğeni
(Tabiat Doğa) (kuş, Fam: ötleğenkuşugiller,çalıbülbülügiller) garden warbler
bahçe ürünü
garden crop
bahçe ürünü
garden stuff
bahçe ürünü
garden truck
bahçe üvezi
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: gülgiller,verdiye) service-tree
bahçe şebboy
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: turpgiller,salibiye) stock, hoary stock, gilliflower, Queen stock
bakımsız bahçe
wilderness
bağ bahçe
vineyards and orchards
arka bahçe
back garden
evin arkasındaki bahçe
backyard
arka bahçe
backyard

I permitted Tom to camp in our backyard. - Tom'un bizim arka bahçede kamp yapmasına müsaade ettim.

My backyard can hold more than ten people. - Benim arka bahçe on kişiden daha fazlasını barındırabilir.

asma bahçe
hanging garden
bitkilerden oluşan bahçe sınırı
herbaceous border
etrafında around: Evin etrafında bir bahçe var
There is a garden around the house. Ateşin etrafında dönüyorlar. They are circling around the fire
haçlı bahçe örümceği
(Tabiat Doğa) (böcek, haşere, Fam: Araneae) cross spider
bahçe
courtyard
kayalık yerdeki bahçe
rock garden
kilise bahçe mezarlığı
churchyard
kilise bahçe mezarlığı
god's acre
küçük bahçe
Garth
motorlu bahçe süpürücü
garden vac
taş döşeli bahçe
rockery
ön bahçe
dooryard
Türkçe - Türkçe
Çiçek ve ağaç yetiştirilen yer
Sebze yetiştirilen yer, bostan
Sebze yetiştirilen yer, bostan: "Bahçenin bir köşesinde büyük bir bostan kuyusuyla mıhlanmış bir kapı vardı."- R. N. Güntekin. Çiçek ve ağaç yetiştirilen yer: "Bir otelin ağaçlıklı, çiçeklerle süslü bahçesi önünde durmuştuk."- R. H. Karay
(Osmanlı Dönemi) RAKME
(Osmanlı Dönemi) MAHCİR
(Hukuk) RAVZA
çipa
(Osmanlı Dönemi) ME'LE
(Osmanlı Dönemi) hadika
bahçe domatesi
Tarla ve bahçelerde yapay gübre kullanmadan, doğal olarak yetiştirilen domates türü
bahçe kekiği
Bahçelerde özel yöntemlerle yetiştirilen kekik
bahçe makası
Çeşitli ot ve bitkileri düzgün kesme ve budama amacıyla yapılan bir makas türü
bahçe nanesi
Bahçelerde yetiştirilen bir nane türü
bağ bahçe
Bahçe gibi taşınmaz mal
Bahçeler
(Osmanlı Dönemi) FERADÎS
asma bahçe
Ayak ve kemerler üzerine kurulan teraslardan yapılmış bahçe
bahçe