bâki̇'

listen to the pronunciation of bâki̇'
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Geniş, vâsi
BAKÎ'
(Osmanlı Dönemi) (C.: Buk'ân) Medine şehrinde bir makbere yeri
baki
Bir şeyden artan (miktar)
baki
Öteki, diğeri: "Kale kapısından yalnız birini açık bırakarak bakilerini örmeye başlamışlardı."- O. S. Orhon
baki
Sürekli, kalıcı, daimî: "Dünyada zaten ne bakiydi?"- o. Seyfettin
BAKi
Bir şeyden artan (miktar). Öteki, diğeri: "Kale kapısından yalnız birini açık bırakarak bakilerini örmeye başlamışlardı."- O. S. Orhon
BAKi
Sürekli, kalıcı, daimî: "Dünyada zaten ne bakiydi?"- Ö. Seyfettin
BAKİ
(Hukuk) Saklı duran, kalan
BÂKÎ
(Osmanlı Dönemi) Ağlayan
BÂKİ
(Osmanlı Dönemi) Cenab-ı Hak
BÂKİ
(Osmanlı Dönemi) Sonsuz
BÂKİ
(Osmanlı Dönemi) Artan. Geri kalan
BÂKİ
(Osmanlı Dönemi) Ebedî, dâimî. Sonu gelmez. Ölmez
BÂKİ
(Osmanlı Dönemi) Bundan başka.(Madem beka, Bâki-i Zülcelâl'e mahsustur ve mâdem Bâki'nin esması bâkiyedir ve mâdem Bâki'nin âyineleri Bâki'nin rengini, hükmünü alır ve bir nevi bekaya mazhar olur. L.)
baki
Yağmur bulutlarına eskiden verilen ad
baki
Öteki, diğeri
baki
Sürekli, kalıcı, daimî
baki
(Osmanlı Dönemi) geride kalan, arta kalan
baki
Arta kalan
bâkî
(Osmanlı Dönemi) ebedi, dâimi, sonu gelmez, ölmez, sonsuz, geride kalan, arta kalan
Türkçe - İngilizce

bâki̇' teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

baki
permanent
Baki
(isim) Everlasting
baki
1.enduring, permanent, everlasting
baki
permanent, everlasting; remaining
baki
eternal

Wars come and go, but soldiers stay eternal. - Savaşlar gelir ve gider, ancak askerler baki kalırlar.

baki
enduring
baki kalmak
to be left; to survive
baki kalmak
to remain over, to survive
Savunma Güvenlik Hizmeti; Standart Dağıtım Sistemi;kati, şekillendirici, baki
(Askeri) Defense Security Service; Distribution Standard System;decisive, shaping, sustaining
hala baki ve mevcut
extant