Bana yardım etmek için kimse gelmedi.
- Nadie vino a ayudarme.
Canım sana yardım etmek istemiyor.
- No tengo ganas de ayudarte.
Paula mutfakta babasına yardımcı olmak zorundadır.
- Paula tiene que ayudar a su padre en la cocina.
Tom Mary'ye yardımcı olur, ama o ona yardım etmez.
- Tom ayuda a Mary pero ella no lo ayuda a él.
Thank you for helping me. Don't mention it.
- Gracias por ayudarme. No hay de qué.
She devoted her life to helping the handicapped.
- Ella dedicó su vida a ayudar a los discapacitados.