atlatılmak

listen to the pronunciation of atlatılmak
Türkçe - İngilizce
(for a danger) to be avoided
(for someone) to be put off
(for someone, an animal) to be made to jump over (a gap or barrier)
atla
{f} skip

Tom often skips meals. - Tom genellikle öğün atlar.

Tom was so busy he skipped lunch. - Tom o kadar meşguldü ki öğle yemeğini atladı.

atla
{f} jump

Lech Wałęsa jumped over the shipyard fence in 1980. - Lech Wałęsa 1980'de tersane çitinin üzerinden atladı.

The most popular sports in that country are soccer, speedway and ski jumping. - O ülkedeki en popüler sporlar futbol, motorsiklet yarışı ve kayakla atlamadır.

atla
omit
atla
{f} bypass

We'll bypass the city centre. - Şehir merkezini atlayacağız.

atla
snap it up
atla
vaulted
atla
vaulting
Türkçe - Türkçe
Atlatma işi yapılmak veya bu işe konu olmak: "Bu ilk tatsızlık işte böyle kolayca atlatıldı."- T. Buğra
Atlatma işi yapılmak veya bu işe konu olmak
atlatılma
Atlatılmak işi