O, gerçeği öğrendiğinde, ona büyük sürpriz oldu.
 - Great was her surprise when she knew the fact.
Onun birden istifade etmiş olması, bizim için büyük sürpriz.
 - To our great surprise, he suddenly resigned.
Depremin ardından, insanlar şaşkınlıkla yerdeki derin çukura baktılar.
 - After the earthquake, people stared into the deep hole in the ground in surprise.
O, şaşkınlıkla bana baktı.
 - He looked at me in surprise.
Ordumuz kırallığa baskın yaptı.
 - Our army took the kingdom by surprise.
Sizden bir hediye almak beklenmedik bir sürprizdi.
 - Receiving a gift from you was an unexpected surprise.
Ne beklenmedik bir sürpriz!
 - What an unexpected surprise!