Mümkün olduğu kadar tünellerden kaçınmaya çalışacağım.
 - I will try to avoid tunnels as much as possible.
Bir yabancı dili öğrenmek istiyorsan mümkün olduğu kadar çok çalışmalısın.
 - If you want to master a foreign language, you must study as much as possible.
O, benim kazandığımın üç katı kadar çok kazanıyor.
 - He earns three times as much as I do.
Erkek kardeşim benim yediğimin iki katı kadar yemek yiyor.
 - My brother eats twice as much as I do.
Tom beni otuz dolara istediğin kadar çok yiyebileceğin bir restorana götürdü.
 - Tom took me to a restaurant where you can eat as much as you want for thirty dollars.
Mary'nin onu sevdiği kadar çok Tom Mary'yi sevmiyordu.
 - Tom didn't love Mary as much as she loved him.