yalnız başına

listen to the pronunciation of yalnız başına
التركية - الإنجليزية
alone

When I was a child, I spent many hours reading alone in my room. - Çocukken odamda yalnız başına kitap okuyarak çok fazla zaman geçirdim.

Tom can do this work alone. - Tom bu işi yalnız başına yapabilir.

1. alone, by oneself. 2. single-handed, single-handedly
single handed
by himself
singly
solo
التركية - التركية
Kendi kendine, bir kendisi, tek başına
kendi kendine
(Osmanlı Dönemi) YEKSER
yalnız başına
المفضلات