yakışıksız

listen to the pronunciation of yakışıksız
التركية - الإنجليزية
inappropriate

What Tom said was inappropriate. - Tom'un söylediği yakışıksızdı.

unsuitable, unbecoming, inappropriate, indecent, improper, unseemly
unsuitable; unbecoming; inappropriate; improper; unseemly; rude
exceptionable
unhandsome
undue
inept
indecorous
indecent
unseemly
unbecoming
improper
malapropos
unmeet
التركية - التركية
Yakışık almayan, uygunsuz, çirkin, münasebetsiz: "Bundan büyüğü pek yakışıksız olur."- T. Buğra
Yakışık almayan, uygunsuz, çirkin, münasebetsiz
yakışıksız
المفضلات