without unwillingness or hesitation; showing readiness

listen to the pronunciation of without unwillingness or hesitation; showing readiness
الإنجليزية - التركية

تعريف without unwillingness or hesitation; showing readiness في الإنجليزية التركية القاموس.

readily
rahatlıkla
readily
canı gönülden
readily
söyleme
readily
güçlük çekmeden
readily
gönülden
readily
isteyerek

Tom hatalarını isteyerek kabul eder. - Tom readily admits his mistakes.

readily
seve seve

Tom onun yapmasını istediğimiz şeyi seve seve yapmaya söz verdi. - Tom readily promised to do what we asked him to do.

Seve seve ricamı dinledi. - She readily listened to my request.

readily
kolayca

Tanınmış diplomat komiteye kolayca katıldı. - The noted diplomat readily participated in the committee.

Silahlara Amerikalılar tarafından kolayca erişilebilir. - Guns are readily accessible to Americans.

readily
kolayca/isteyerek
readily
can atarak
readily
(Mukavele) kolaylıkla
readily
çabucak
الإنجليزية - الإنجليزية
readily
without unwillingness or hesitation; showing readiness
المفضلات