with pronounced for meanings

listen to the pronunciation of with pronounced for meanings
الإنجليزية - التركية

تعريف with pronounced for meanings في الإنجليزية التركية القاموس.

with
{e} ile

Bilim yaş ile otomatik olarak gelmez. - Wisdom does not automatically come with age.

Bir mektubu kurşun kalem ile yazmamalısın. - You must not write a letter with a pencil.

with
yanında

Yanında sadece 100 yeni vardı. - He had only one hundred yen with him.

O her gün şemsiyesini yanında taşır. - He carries his umbrella about with him every day.

with
yanına

Tom böyle bir şey yapamaz ve yanına kar kalmaz. - Tom can't do such a thing and get away with it.

Herkese karşı kaba davranamazsın ve sonsuza dek onun yanına kalacağını bekleyemezsin. - You can not be rude to everyone and expect to get away with it forever.

with
-in lehinde
with
canlı

Cumartesi günü benimle bir oyunun canlı performansını görmek ister misin? - Would you like to see a live performance of a play with me Saturday?

O, arkadaş canlısı kahverengi gözlerle bana gülümsedi. - She smiled at me with friendly brown eyes.

with
uyanık
with
ile beraber

Boston'a Mary ile beraber giden kişi Tom'dur. - Tom is the one who went to Boston with Mary.

Leyla, Sami ile beraber uyuşturucu kullanıyordu. - Layla was doing drugs with Sami.

with
-i olan
with
-e karşın
with
-den yana
with
-e karşı
with
-e rağmen
with
sayesinde

Yardımın sayesinde başarabildim. - With your help, I could succeed.

Yeteneğin sayesinde çok para kazanabilmelisin. - With your talent, you should be able to make a lot of money.

with
nedeniyle

Tom soğuk algınlığı nedeniyle hastalandı ve okula gidemedi. - Tom came down with a cold and couldn't go to school.

Tom grip nedeniyle hastalandı. - Tom came down with the flu.

with
geri

O bir saat içinde geri dönecektir. - She will return within an hour.

Bence herkes biraz pişmanlık ile kendi çocukluğuna geri bakar. - I think everyone looks back on their childhood with some regret.

with
ile beraber/birlikte, ile: She's living with her aunt. Teyzesiyle beraber oturuyor. Will you come with us? Bizimle gelir misin? Wisdom
with
-li
with
(İnşaat) ile, birlikte
with
edat
الإنجليزية - الإنجليزية
with
with pronounced for meanings

    الواصلة

    with pro·nounced for meanings

    التركية النطق

    wîdh prınaunst fôr minîngz

    النطق

    /wəᴛʜ prəˈnounst ˈfôr ˈmēnəɴɢz/ /wɪð prəˈnaʊnst ˈfɔːr ˈmiːnɪŋz/
المفضلات