Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın.
- Please don't leave valuable things here.
Bir sanatçı gözüyle,bu değerlidir, duyarım.
- To the eye of an artist, this is valuable, I hear.
Her dil konuşanları için eşit ölçüde değerli ve kıymetlidir.
- Every language is equally precious and valuable to its speakers.
Antik halılar özellikle kıymetlidir.
- Antique carpets are especially valuable.
Bu kasa değerli eşyaları saklamak içindir.
- This safe is for keeping valuables.
Ben değerli eşyalarımı kurtarmak istiyorum.
- I want to recover my valuables.
Değerli şeyler bankanın korumasındadır.
- The valuables are in the safekeeping of the bank.
Güvenlik için kadın, değerli şeylerini bankada sakladı.
- She kept her valuables in the bank for safety.
Tom değerli eşyalarını bir kasaya koydu.
- Tom put his valuables in a safe.
Ben değerli eşyalarımı kurtarmak istiyorum.
- I want to recover my valuables.
That ring over there is very valuable.
... treating privacy as though it's valuable. And so now, if Google wants to get your private ...
... For me, what's valuable about social media is simply that-- ...