Success in life lies in diligence and vigilance.
- Hayatta başarı, çalışkanlık ve uyanıklık içinde yatar.
I keep waking up in the middle of the night.
- Gecenin ortasında uyanık kalmaya devam ediyorum.
You have to be vigilant.
- Sen uyanık olmak zorundasın.
We have to be vigilant.
- Uyanık olmak zorundayız.
The coffee enabled me to stay awake during the dull concert.
- Sıkıcı bir konser sırasında, kahve benim uyanık kalmamı sağladı.
Tom couldn't stay awake during class.
- Tom ders sırasında uyanık kalamadı.
A strong cup of coffee helps me wake up.
- Koyu bir fincan kahve uyanık kalmama yardım eder.
I feel more alert after drinking a cup of coffee.
- Ben bir fincan kahve içtikten sonra daha uyanık hissediyorum.
You need to stay alert.
- Uyanık kalman gerekiyor.
Tom isn't wide awake yet.
- Tom henüz tamamen uyanık değil.
I don't see how Tom can stay up all night and then be so wide awake at work.
- Tom'un bütün gece nasıl ayakta kalabildiğini ve sonra işte nasıl uyanık kaldığını anlamıyorum.