الإنجليزية - التركية
تعريف urgent, ardent, zealous في الإنجليزية التركية القاموس.
- Ateşli, ateşli acil
- strenuous
- {s} yorucu, ağır, zor (iş)
- strenuous
- {s} şiddetli
- strenuous
- gayret veya enerji isteyen
- strenuous
- {s} çalışkan
- strenuous
- etkili
- strenuous
- güç
- strenuous
- yorucu
Eğitmen, Angela'ya yorucu egzersizden kaçınmasını tavsiye etti.
-The trainer advised Angela to avoid strenuous exercise.
Bu gece yorucu bir şey yapma.
-Don't do anything strenuous tonight.
- strenuous
- {s} gayretli
- strenuous
- strenuouslyçok emek sarf ederek yoğun faaliyetle
- strenuous
- {s} ağır
- strenuous
- {s} faal
- strenuous
- strenuousnessyorucu faaliyet
- strenuous
- gayretli/yorucu
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف urgent, ardent, zealous في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- strenuous
urgent, ardent, zealous
الواصلة
urgent, ardent, zeal·ousالنطق
Resimler
السابق
المفضلات