Siz işe katılmak zorundasınız.
- You must attend to your work.
Neden Japonya'ya gideceksin? Tokyo'da bir konferansa katılmak için.
- Why are you going to Japan? To attend a conference in Tokyo.
Biz diğerlerinin gelmesini beklerken bir içki ister misin?
- Would you like a drink while we wait for the others to arrive?
Tom Mary'yi ne kadar beklemek zorunda kalacağını merak etti.
- Tom wondered how long he'd have to wait for Mary.
Tom sonraki otobüsü beklemek istedi.
- Tom wanted to wait for the next bus.
Ona refakat edecek tek hizmetçisi vardı.
- He has only one servant to attend on him.
Cuma günkü partiyi bekleyemeyiz.
- We can hardly wait for the party on Friday.
Lütfen beni istasyonda bekleyin.
- Please wait for me at the station.
Meşgul olacak başka meselelerim var.
- I have other matters to attend to.
O kadar meşgulüm ki partiye katılamam.
- I'm so busy I can't attend the party.
I'm waiting for the train.
What are you waiting for?.
... I can't wait for you all to have your own magic moments ...
... wait for checkin ...