to scheme, form in design, contrive

listen to the pronunciation of to scheme, form in design, contrive
الإنجليزية - التركية

تعريف to scheme, form in design, contrive في الإنجليزية التركية القاموس.

plan
{f} planlamak

Her şeyi planlamak zorundayım. - I have to plan everything.

Devrim konseyi strateji planlamak için toplandı. - The revolutionary council met to plan strategy.

plan
{f} plan yapmak

Daha iyi bir plan yapmak zorundayız. - We've got to have a better plan.

Ben çok fazla plan yapmaktan hoşlanmam. - I don't like to plan too much.

plan
düşünce

Yeni plan hakkında seninle aynı düşüncede değilim. - I can't agree with you with regard to the new plan.

plan
tasar

Sigara içerken planı tasarladım. - I conceived of the plan while I was smoking.

Planı nasıl tasarladı? - How did he work out the plan?

plan
josparını çizmek
plan
niyet
plan
kroki
plan
working plan ilk tasarı
plan
(Askeri) PLAN: Genellikle bir şehir veya çok küçük bir bölgenin çok büyük ölçekli haritası
plan
yol

Müttefik askeri liderler Japon planını yenmek için bir yol buldu. - Allied military leaders found a way to defeat the Japanese plan.

Tom Boston'a bir yolculuk için planlar yaptı. - Tom has made plans for a trip to Boston.

plan
plan plannerplan yapan kimse
plan
tertip

Tom için bir parti tertip ettim. - I planned a party for Tom.

plan
{i} plan, düşünce, niyet, maksat
plan
(İnşaat) plan, program
plan
{i} taslak
plan
niyet maksat
plan
{f} planını çizmek
plan
{i} proje

Projeyi sorunsuz olarak daha ileriye götürmek için, biz planı birkaç kez revize ettik. - In order to progress the project smoothly, we have revised the plan several times.

Okul kulüpleri yaklaşan okul yılı için yapmayı planladıkları kamu hizmeti projelerini açıkça ana hatlarıyla belirtmelidir. - School clubs need to clearly outline the community service projects they plan to do for the upcoming school year.

plan
{f} tasarlamak, planlamak
الإنجليزية - الإنجليزية
{v} plan
to scheme, form in design, contrive
المفضلات