الإنجليزية - التركية
تعريف to regard with wonder or astonishment; to view with surprise; to marvel at في الإنجليزية التركية القاموس.
- admire
- {f} hayran kalmak
- admire
- hayranlık duymak
- admire
- {f} takdir etmek
Onun cesaretini takdir etmekten başka bir şey yapamazsın.
-You can't do anything other than admire his courage.
- admire
- {f} çok beğenmek
- admire
- takdir et
Onun cesaretini takdir etmekten başka bir şey yapamazsın.
-You can't do anything other than admire his courage.
Seni her zaman çok takdir ettim.
-I've always admired you a lot.
- admire
- gıpta etmek
- admire
- hayran olmak
Tom'un sabrına hayran olmaktan kendimi alamadım.
-I couldn't help but admire Tom's perseverance.
- admire
- hayranlık beslemek
- admire
- {f} hayran hayran bakmak
- admire
- beğenmek
- admire
- hayran ol
En çok hayran olduğum romancıdır.
-He's the novelist I admire the most.
Bir aptal her zaman kendisine hayran olacak daha büyük bir aptal bulur.
-A fool always finds a greater fool to admire him.
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to regard with wonder or astonishment; to view with surprise; to marvel at في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- admire
to regard with wonder or astonishment; to view with surprise; to marvel at
الواصلة
to re·gard with Won·der or astonishment; to view with surprise; to mar·vel atالنطق
Resimler
المفضلات