to give sanction to; to ratify; to confirm; to approve

listen to the pronunciation of to give sanction to; to ratify; to confirm; to approve
الإنجليزية - التركية

تعريف to give sanction to; to ratify; to confirm; to approve في الإنجليزية التركية القاموس.

sanction
{i} yaptırım

Yaptırımlar işe yarayabilir. - Sanctions might work.

ABD, Rusya'ya karşı yeni yaptırımlara hazırlanıyor. - The US prepare new sanctions against Russia.

sanction
onaylama

Tom bunu asla onaylamaz. - Tom will never sanction this.

sanction
{i} yasaları çiğnemenin cezası
sanction
{i} hukuku ihlal nedeniyle verilen ceza
sanction
{f} tasdik et

Babası onların ailesi gibi aynı dini inançları paylaşmayan bir kızla onun nişanını tasdik etmedi. - His father would never sanction his engagement to a girl who did not share the same religious beliefs as their family.

sanction
ceza
sanction
izin
sanction
tasdik etmek
sanction
tasdik

Babası onların ailesi gibi aynı dini inançları paylaşmayan bir kızla onun nişanını tasdik etmedi. - His father would never sanction his engagement to a girl who did not share the same religious beliefs as their family.

sanction
{i} onay

Tom bunu asla onaylamaz. - Tom will never sanction this.

Bu binaya girmek için yetkililerin onayını almak gereklidir. - It is necessary to obtain the sanction of the authorities to enter this building.

sanction
(fiil) uygun görmek, onaylamak, izin vermek
sanction
teyit
sanction
(Mukavele) tasdik, tasvip
sanction
müeyyide,v.tasdik et: n.tasdik
sanction
kanuna itaatsizlik cezası
sanction
gen
sanction
{f} izin vermek
sanction
{f} onaylamak
الإنجليزية - الإنجليزية
sanction
to give sanction to; to ratify; to confirm; to approve
المفضلات