to cause (someone) to feel unusually alarmed or delighted

listen to the pronunciation of to cause (someone) to feel unusually alarmed or delighted
الإنجليزية - التركية

تعريف to cause (someone) to feel unusually alarmed or delighted في الإنجليزية التركية القاموس.

surprise
sürpriz

O, gerçeği öğrendiğinde, ona büyük sürpriz oldu. - Great was her surprise when she knew the fact.

Ne güzel bir sürpriz! - What a lovely surprise!

surprise
şaşkınlık

Burada ne yapıyorsun? diye şaşkınlıkla bana sordu. - What are you doing here? he asked me in surprise.

Mary şaşkınlıkla ona baktı. - Mary stared back at him in surprise.

surprise
şaşkınlık uyandırmak
surprise
hayret uyandırmak
surprise
birini şaşırtmak
surprise
bir yere baskın yapmak
surprise
birini gafil avlamak
surprise
{f} hayret ettirmek
surprise
baskın yapmak
surprise
beklenmedik anda yakalamak
surprise
{i} baskın

Ordumuz kırallığa baskın yaptı. - Our army took the kingdom by surprise.

surprise
{f} oyuna getirmek
surprise
{f} (birine) sürpriz yapmak; (birini) şaşırtmak
surprise
(isim) sürpriz, baskın, hayret, şaşkınlık
surprise
beklenmedik

Ne beklenmedik bir sürpriz! - What an unexpected surprise!

Sizden bir hediye almak beklenmedik bir sürprizdi. - Receiving a gift from you was an unexpected surprise.

surprise
birden karşısına çıkarmak
surprise
surprise package içinden umulmadı
surprise
{i} sürpriz; şaşkınlık; hayret
surprise
{f} sürpriz yapmak

Ona sürpriz yapmak istedim. - I wanted to surprise her.

Ona sürpriz yapmak istiyorum. - I want to surprise him.

الإنجليزية - الإنجليزية
surprise

It surprises me that I owe twice as much as I thought I did.

to cause (someone) to feel unusually alarmed or delighted
المفضلات