تعريف to address or gratify with expressions of delicate praise في الإنجليزية التركية القاموس.
- compliment
- iltifat
Bu kravatı daha sık takmalıyım. Bugün çok iltifat aldım.
-I ought to wear this tie more often. I've gotten a lot of compliments today.
İnsanlar İngilizcenizin ne kadar iyi olduğu hakkında iltifat etmeyi bırakırsa İngilizcenizin iyi olduğunu bilirsiniz.
-You know that your English is good when people stop complimenting you on how good your English is.
- compliment
- kompliman
- compliment
- övgü
Tom her zaman övgü için balık tutuyor.
-Tom is always fishing for compliments.
Her zaman övgüler için balık tutuyor.
-She is always fishing for compliments.
- compliment
- {i} saygı
Ona saygılarımı lütfeder misin?
-Will you be so kind as to convey my compliments to her?
- compliment
- tatlı söz söylemek
- compliment
- {f} öv
Her zaman övgüler için balık tutuyor.
-She is always fishing for compliments.
Tom övgüleri iade etti.
-Tom returned the compliments.
- compliment
- iyi dilekler
- compliment
- saygılar
Ona saygılarımı lütfeder misin?
-Will you be so kind as to convey my compliments to her?
- compliment
- tebrik etmek
- compliment
- öv(mek)
- compliment
- Selâmlarını gönderdi
- compliment
- compliments of the season tebrikler
- compliment
- {f} övmek
- compliment
- {i} hayranlık
- compliment
- double compliment iğneli kompliman
- compliment
- He sends his compliments
المصطلحات ذات الصلة
تعريف to address or gratify with expressions of delicate praise في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- compliment