Ben, yarışı kazanabilirim diye sıkı eğitim yapıyorum.
- I am training hard so that I may win the race.
Onların işlere ve eğitime ihtiyacı vardı.
- They needed jobs and training.
Köpeğimi eğiterek çok zaman harcıyorum.
- I've been spending a lot of time training my dog.
Profesyonel sporcular antrenmana saatler harcarlar.
- Professional athletes spend hours training.
Yani ... o, günde üç saat, haftada beş gün antrenman yapıyor.
- So... he has training three hours a day, five days a week.
Sanırım eğitim planına bağlı kalmalısın.
- I think you should stick to your training schedule.
Eğitim oturumunun 16:00'da başlaması planlandı.
- The training session is scheduled to begin at 4 p.m.
Köpekleri eğitme hakkında bir şey biliyor musun?
- Do you know anything about training dogs?
Tom ağırlık çalışması yapar.
- Tom does weight training.
Bu makineyi çalıştırmak için özel bir eğitim gerekli değil.
- No special training is needed to operate this machine.
... but now are getting another chance, training them for the jobs that exist right now. ...
... to inspire her daughter, and now has a new job from that new training that she's gotten. ...