the state or fact of being turbulent or agitated; tempestuousness, disturbance

listen to the pronunciation of the state or fact of being turbulent or agitated; tempestuousness, disturbance
الإنجليزية - التركية

تعريف the state or fact of being turbulent or agitated; tempestuousness, disturbance في الإنجليزية التركية القاموس.

turbulence
düzensizlik
turbulence
şiddet

Bir bebek iniş öncesinde inişe başlarken bir uçak şiddetli türbülansa çarptığında bir bebek annesinin kollarına atıldı. - A baby was flung out of its mother's arms when a plane hit severe turbulence while commencing its descent prior to landing.

turbulence
(Meteoroloji,Teknik) turbülans
turbulence
(Askeri) şiddetli çalkantı
turbulence
taş
turbulence
haşinlik
turbulence
kargaşa
turbulence
çalkantılı hava
turbulence
sertlik
turbulence
tenek akımı
turbulence
{i} karışıklık
turbulence
{i} karışıklık, kargaşalık
turbulence
{i} gürültü
turbulence
türbülans/fırtınalılık
turbulence
(isim) türbülans, hava boşluğu, gürültü, kargaşa, karışıklık
turbulence
(Askeri) GÜRÜLTÜ, KAVGALI GÜRÜLTÜ, PATIRTI
turbulence
{i} (suda/havada) türbülans
turbulence
{i} hava boşluğu
الإنجليزية - الإنجليزية
turbulence
the state or fact of being turbulent or agitated; tempestuousness, disturbance

    الواصلة

    the state or fact of be·ing tur·bu·lent or agitated; tempestuousness, dis·turb·ance

    النطق

المفضلات