the presiding officer of an assembly; a chairman; as, to address the chair

listen to the pronunciation of the presiding officer of an assembly; a chairman; as, to address the chair
الإنجليزية - التركية

تعريف the presiding officer of an assembly; a chairman; as, to address the chair في الإنجليزية التركية القاموس.

chair
başkan! (parlemento)
chair
ray yatağı
chair
mevki
chair
yönetmek
chair
profesörlük makamı
chair
iskemle

Sadece bir iskemle vardı. - There was only one chair.

chair
başkan

O, üç yıl başkan olarak görev yaptı. - He served as chairman for three years.

Tom başkan olarak atanmayı beklemiyordu. - Tom didn't expect to be appointed chairman.

chair
(tren rayı) kalası tutturan metal nesne
chair
başkanlık yapmak
chair
(fiil) sandâlyeye oturtmak, makama geçirmek, yetki vermek, başkanlık etmek, yönetmek
chair
(isim) sandalye, iskemle, koltuk; makam, başkanlık makamı, kürsü; elektrikli sandalye; tahtırevan
chair
{i} elektrikli sandalye

Elektrikli sandalye bir dişçi tarafından icat edildi. - Electric chair was invented by a dentist.

chair
{i} başkanlık makamı

Barry Taylor'un ismi başkanlık makamı için ileri sürüldü. - Barry Taylor's name has been put forward for the post of chairman.

chair
{f} makama geçirmek
chair
{i} kurul başkanı, başkan
chair
take the chair başkanlık makamın
chair
{f} sandâlyeye oturtmak
chair
{i} tahtırevan
chair
{i} iskemle, sandalye
الإنجليزية - الإنجليزية
chair
the presiding officer of an assembly; a chairman; as, to address the chair

    الواصلة

    the presiding of·fic·er of an assembly; a chairman; as, to ad·dress the chair

    النطق

المفضلات