الإنجليزية - التركية
تعريف something that is evil but is supposed to be good في الإنجليزية التركية القاموس.
- corruption
- (Avrupa Birliği) yolsuzluk
Yolsuzluk hala yaygındır.
-Corruption is still common.
Yolsuzluk dünya genelinde birçok ülkelerde ciddi bir sorundur.
-Corruption is a serious problem in many countries around the world.
- corruption
- {i} bozulma
- corruption
- yozlaşma/bozulma
- corruption
- {i} ahlaksızlık
- corruption
- doğru yoldan saptırma
- corruption
- ayartma
- corruption
- (Kanun) görevi kötüye kullanma
- corruption
- ahlaksız olma
- corruption
- namussuzluk
- corruption
- (sağlık) bozulma
- corruption
- rüşvet yiyicilik
- corruption
- kötüleştirme
- corruption
- zayıflama
- corruption
- {i} rüşvet
Gümüş paranın miktarı ne kadar büyük olursa, rüşvet o kadar büyük olur.
-The larger the amount of silver, the larger the amount of corruption.
O, genişleyen bir rüşvet skandalıyla ithaf edilen ilk ulusal siyasetçi.
-He is the first national politician to be named in a widening corruption scandal.
- corruption
- (isim) bozulma, bozma, çürüme; ahlaksızlık, fesat, rüşvetçilik, rüşvet; yozlaştırma
- corruption
- {i} yozlaştırma
- corruption
- {i} bozma
- corruption
- {i} fesat
- corruption
- {i} (birini) doğru yoldan saptırma, ayartma
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف something that is evil but is supposed to be good في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- corruption
The inducing and accelerating of putrefaction is a subject of very universal inquiry; for corruption is a reciprocal to generation. — Francis Bacon.
something that is evil but is supposed to be good
الواصلة
some·thing that I·s e·vil but I·s sup·posed to be goodالتركية النطق
sʌmthîng dhıt îz ivıl bʌt îz sıpōzd tı bi gîdالنطق
/ˈsəmᴛʜəɴɢ ᴛʜət əz ˈēvəl ˈbət əz səˈpōzd tə bē gəd/ /ˈsʌmθɪŋ ðət ɪz ˈiːvəl ˈbʌt ɪz səˈpoʊzd tə biː ɡɪd/
Resimler
المفضلات