soğukkanlılık

listen to the pronunciation of soğukkanlılık
التركية - الإنجليزية
nerve
cool
cold blood

He killed the girl in cold blood just to get the money. - O sadece para almak için kızı soğukkanlılıkla öldürdü.

Elizabeth killed Alister in cold blood. - Elizabeth Alister'i soğukkanlılıkla öldürdü.

cool-headedness, imperturbability, imperturbableness
coolness
presence of mind
equal mind
coolheadednes, calmness, self-possession, equanimity
sangfroid
nonchalance
self-possession
imperturbability
calmness
composure
poise
sang froid
self-control
equanimity
{i} phlegm
self possession
stoicism
selfpossession
التركية - التركية
Soğukkanlı olma durumu, serinkanlılık
Soğukkanlı olma durumu, serinkanlılık: "Soğukkanlılığımı kaybetmek, terbiyesizlik etmek üzereyim."- R. H. Karay
itidal
soğukkanlılık
المفضلات