short (time)

listen to the pronunciation of short (time)
الإنجليزية - التركية

تعريف short (time) في الإنجليزية التركية القاموس.

for a short time
kısa bir süre için
for short time
kısa süreli
in a short time
dünden bugüne
in a short time
ha bugün ha yarın
in a short time
(Ticaret) kısa mühlette
short time
(Bilgisayar) kısa saat
short time
kısa zaman

Kısa zamanda çok para kazanmak kolay değildi. - It was not easy to get a lot of money in a short time.

O bu kitabı onun üzerinde sadece iki hafta harcayarak çok kısa zamanda yazdı. - He wrote this book in a very short time, spending just two weeks working on it.

a short time ago
bayaktan
in a short time
kısa sürede
short period of time
kısa bir sürede
a short time since
geçenlerde
be a short period of time
az zaman kalmak
search time available; short ton; trackline pattern
(Askeri) mevcut arama zamanı; kısa ton; merkez hat düzeni
short time
kısa süre

Tom ve Mary çok kısa süredir evliydi. - Tom and Mary were married for a very short time.

Tom kısa süre sadece Boston'da yaşadı. - Tom only lived in Boston for a short time.

الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف short (time) في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

short time
A period of reduced work hours
short time
little while, short period of time
short (time)

    الواصلة

    Short (time)

    فيديوهات

    ... too short time here recognize the need for that change. ...
    ... have a very short time horizon ...
المفضلات