Bu yolda bir hayli trafik var.
- There is a great deal of traffic on this road.
Bunun hakkında bir hayli düşündüm.
- I've thought about this a great deal.
Onun konuşması onun çok şey bildiğine beni inandırdı.
- His talk led me to believe that he knows a great deal.
O süt satarak çok para yaptı.
- He made a great deal of money selling milk.
Yabancı dillerden ödünç alınmış pek çok kelimeye sahip.
- It has a great many words borrowed from foreign languages.
Tom pek çok kelebek topladı.
- Tom has collected a great many butterflies.
Ona oldukça çok borçluyum.
- I owe him a great deal.
O, oldukça çok kazanır.
- He earns a great deal.