Bunun hakkında bir hayli düşündüm.
- I've thought about this a great deal.
Bu yolda bir hayli trafik var.
- There is a great deal of traffic on this road.
Onun konuşması onun çok şey bildiğine beni inandırdı.
- His talk led me to believe that he knows a great deal.
Bugün yapacak çok işim var.
- I have a great deal to do today.
Amerika'da pek çok orman yangını var.
- There are a great many forest fires in America.
Tom pek çok kelebek topladı.
- Tom has collected a great many butterflies.
Bu benim için oldukça çok şey ifade ederdi.
- It would mean a great deal to me.
Ona oldukça çok borçluyum.
- I owe him a great deal.