التركية - الإنجليزية
تعريف salkım salkım في التركية الإنجليزية القاموس.
- in clusters, in bunches, in wads
- mor salkım
- wistaria
- salkım
- bunch (of grapes, dates)
- salkım
- bunch
I bought three apples and two bunches of grapes for dessert at the market.
-Markette meyve için üç elma ve iki salkım üzüm aldım.
Grapes grow in bunches.
-Üzümler salkımla yetişir.
- salkım çiçek
- (Mitoloji) thyrsus
- ak salkım
- (Tabiat Doğa) (bitki, Fam: baklagiller,bakliye fasilesi) [syn.: ak salkım, yalancı akasya, kral ağacı] robinia, false acacia, black locust
- birleşik salkım
- panicle
- mor salkım
- (Tıp) wistaria chinensis
- salkım
- (çiçek) raceme
- salkım
- cluster
- salkım
- corymb
- salkım
- cluster, bunch (of pendent flowers); raceme
- salkım
- fascicle
- salkım
- bunch of grapes
- salkım
- hand
- salkım
- bunch, cluster; wistaria, wisteria
- salkım
- fascicule
- salkım ağacı
- acacia akasya
- salkım ağacı
- false acacia
- salkım halinde yetişen
- gregarious
- salkım küpe ear pendant, earring
- with a pendant
- salkım saçak
- (hanging down) untidily, from every side, or in tatters
- salkım saçak
- hanging down in rags
- salkım çiçek
- (leylak vb.) thyrsus
- salkım çiçekler
- thyrsi
- salkım şeklinde
- (çiçek) racemose
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف salkım salkım في التركية التركية القاموس.
- Öbek öbek, küme küme
- Salkım gibi, salkım olarak, salkım biçiminde
- SALKIM
- Ana saptan çıkan yan çiçekleri sapları hep aynı uzunlukta olan çiçek durumu
- SALKIM
- Topla atılan demir parçaları
- SALKIM
- Üzüm gibi, birçoğu bir sap üzerinde bir arada bulunan yemiş: "Bunu görünce Behzat da iki salkım muzu oradakilere dağıtmış."- M. Ş. Esendal
- SALKIM
- Baklagillerden, salkım durumunda mor çiçekler açan ve çoğu asma gibi çardağa sarılan ağaç türü ve çiçeği (Wistaria sinensis)
- salkım
- Üzüm gibi, birçoğu bir sap üzerinde bir arada bulunan yemiş
- salkım
- parçaları
- salkım ağacı
- Akasya
- salkım başak
- Tek veya birleşik başakların salkım şeklinde oluşturduğu bitki
- salkım inci
- Türk gölge oyununda Kanlı Nigar'ın düşmanı olup bazı oyunlarda ise onunla bir olup dolap çeviren yosma tipi
- salkım küpe
- Değerli taşlardan yapılmış salkım biçiminde küpe
- salkım saçak
- Parçalara ayrılmış
- salkım saçak
- Dağınık, düzensiz, kalabalık bir durumda
- salkım söğüt
- Dalları ve yaprakları yere sarkan bir çeşit söğüt (Salix babylonica)
- salkım topu
- Çevreye dağılan mermi parçaları atan top
المصطلحات ذات الصلة
salkım salkım
الواصلة
sal·kım sal·kımالنطق
Resimler
السابق
المفضلات