sözlük

listen to the pronunciation of sözlük
التركية - الإنجليزية
dictionary

Is there an English-Japanese dictionary on the bookshelf? - Kitaplıkta İngilizce-Japonca bir sözlük var mı?

Are you going to buy a dictionary? - Sözlük mü satın alacaksınız?

dictionary, lexicon lügat
(Dilbilim) word stock
(Dilbilim,Teknik) vocabulary

I'll look up the vocabulary in the dictionary. - Sözlükte kelimeye bakacağım.

I have to memorize these hunded English vocabulary words by tomorrow, but I wonder if there's any possible way. - Bu yüz İngilizce sözlük kelimelerini yarına kadar ezberlemek zorundayım ama olası bir yolu olup olmadığını merak ediyorum.

thesaurus
lexicon
wordbook
glossary
lexical
söz
statement

I could not believe his statement. - Ben onun sözüne inanamadım.

I'm going to ascertain the truth of his statement. - Onun sözünün aslını araştıracağım.

söz
promise

He promised to meet him at the coffee shop. - Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.

Your stomach won't be full from promises. - Miden sözlerden dolu olmayacaktır.

söz
word

80% of all English words come from other languages. - Tüm İngilizce sözcüklerin %80'i diğer dillerden gelmiştir.

Impossible is not a French word. - Impossible Fransızca bir sözcük değildir.

sözlük indir
download dictionary
sözlük yapımı
lexicography
sözlük anlamı
dictionary
sözlük anlamı
(Dilbilim) lexical meaning
sözlük bilim
(Dilbilim) lexicographical
sözlük değil gramer anlamı olan kelime
empty word
sözlük dosyası
dictionary file
sözlük düzenleyici
lexicographer
sözlük girdisi
(Bilgisayar) glossary entry
sözlük listesi
dictionary list
sözlük oluşturmak
lexicalize
sözlük sıralaması
(Bilgisayar,Matematik) lexicographic order
sözlük sıralaması
(Matematik) lexico graphie order
sözlük türü
(Bilgisayar) dictionary type
sözlük yazarı
glossarist
sözlük yazarı
lexicographer
sözlük yazarı
glossographer
sözlük yazma
glossography
sözlük-biçemi
(Bilgisayar) dictionary-style
söz
upon my word
söz
expression

I'll look up the expression in the dictionary. - Ben ifadeye sözlükte bakacağım.

söz
{s} wordy
söz
{i} plight
ansiklopedik sözlük
dictionary
ekleneceği sözlük
(Bilgisayar) add words to
elektronik sözlük
electronic dictionary
ingilizce sözlük
english dictionary
ingilizce türkçe sözlük
english turkish dictionary
küçük sözlük
(Bilgisayar) glossary list
küçük sözlük
glossary
kısa sözlük
vocabulary
online sözlük
online dictionary
sesli sözlük
SesliSözlük is a multilingual online dictionary . Besides English and Turkish; Ottoman, German, Italian, French, Greek and Spanish translation of words between languages ​​can be found in the dictionary. In total SesliSözlük dictionary offers translations in 20 languages. It's Translation section has been preferred translation service in Turkey. SesliSözlük has been first choice of Translators , academics , students and businesses. Established in 1999 SesliSözlük became online in year 2000. Besides the definition of the word, Turkish pronunciation of the words, synonyms and antonyms, etymological definitions are also included. Translations are paired with sample sentences. You can use SesliSözlük on your favorite browser, iOS (iPhone,iPad) and Android and Windows-Phone devices.With iOS app, you can sync your search history and favorites between your devices and browser
standart sözlük
(Bilgisayar) standard dictionary
standart sözlük
(Bilgisayar) main dictionary
söz
gossip
söz
asseverate
söz
rumour
söz
commitment

Unfortunately, I had another commitment. - Ne yazık ki başka sözüm vardı.

Unfortunately, I have a commitment. - Ne yazık ki bir sözüm var.

söz
dixit
söz
(Dilbilim) parole
söz
fluent
söz
iron
türkçe ingilizce sözlük
turkish english dictionary
özel sözlük
(Bilgisayar) customized dictionary
özel sözlük
(Bilgisayar) glossary
söz
{i} say

Tom doesn't have a say in that matter. - Tom'un o konuda bir sözü yok.

I have to check and see what the contract says. - Sözleşmenin ne dediğini kontrol etmek ve görmek zorundayım.

söz
wording
söz
saying

Tom left without saying a word. - Tom bir söz söylemeden ayrıldı.

You probably don't understand a word I'm saying today. - Galiba sen bugün söylediğim bir sözü anlamıyorsun.

söz
assurance
söz
foregoing
söz
pledge

Tom pledged his support. - Tom ona destek sözü verdi.

I give my pledge that I will quit smoking. - Sigara içmeyi bırakacağıma söz veriyorum.

söz
remark

My remarks were not aimed at you. - Sözlerim size yönelik değildi.

His remark was really out of line. - Onun sözü gerçekten uygunsuzdu.

söz
{i} term

The term hutong, originally meaning water well, came from the Mongolian language about 700 years ago. - Orijinalde su kuyusu anlamına gelen hutong sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir.

The union and the company have come to terms on a new contract. - Sendika ve şirket yeni bir sözleşme üzerinde anlaşma sağladılar.

söz
asseveration
söz
undertaking
büyük sözlük
great dictionary
dan sözlük
from dictionary
söz
spoken of
söz
{i} sentence

It's all about sentences. Not words. - O, tümüyle cümlelerle ilgilidir. Sözcüklerle değil.

Tom really likes this sentence. - Tom bu sözü gerçekten seviyor.

söz
vocable
söz
mentions

Nobody mentions my country. - Hiç kimse ülkemden söz etmiyor.

Mary becomes angry when Tom mentions her weight. - Mary, Tom onun ağırlığından söz ettiği zaman sinirlenir.

ansiklopedik sözlük
dictionary with encyclopedic material added
ayaklı sözlük
walking dictionary
ayaklı sözlük
someone who has an answer to almost everything
açıklayıcı sözlük
glossary
başlı bileşik sözlük
(Dilbilim) endocentric
canlı sözlük
walking dictionary
ek sözlük
(Bilgisayar) addenda dictionary
konuşan sözlük
talking dictionary
ortak bilgi mübadele sözlük ve dili
(Askeri) common information exchange glossary and language
otomatik sözlük
automatic dictionary
söz
engagement

Tom has broken our engagement. - Tom sözleşmemizi bozdu.

Tom had a previous engagement. - Tom'un bir önceki sözleşmesi vardı.

söz
talk

It is not polite to interrupt someone while he is talking. - Konuşurken birinin sözünü kesmek kibarlık değildir.

She cut in when we were talking. - Biz konuşurken sözümüzü kesti.

söz
voice
söz
word, remark; speech, talk; saying; rumour, gossip; promise, assurance, commitment; engagement
söz
committal
söz
faith

You must be faithful to your word. - Sözüne sadık olmalısın.

söz
verbalism
söz
spiel
söz
remark, utterance; expression; statement; word
söz
rumor

The media got wind of a rumor about his engagement and came quickly. - Medyanın onun sözleşmesi ile ilgili bir söylenti rüzgarı vardı ve hızlı geldi.

söz
{f} contracting
söz
discourse
tamamlayıcı sözlük
(Bilgisayar) supplemental dictionary
teknik sözlük
technical dictionary
yerleşik sözlük
(Bilgisayar) built-in dictionary
özdevimli sözlük
(Bilgisayar) automatic dictionary
özel sözlük ekle
(Bilgisayar) add custom dictionary
ıngilizce ıspanyolca sözlük arıyorum
I need an English Spanish dictionary
التركية - التركية
Bir dilin bütün veya belli bir çağda kullanılmış kelime ve deyimlerini alfabe sırasına göre alarak tanımlarını yapan, açıklayan veya başka dillerdeki karşılıklarını veren eser, lügat
lügat
kamus
sözlük bilgisi
Sözlük bilimine ilişkin bilgiler
sözlük bilimci
Sözlük bilimi uzmanı, leksikograf
sözlük bilimi
Sözlük yazma ve hazırlama işi, leksikografi
sözlük birimi
Sözlükte madde başı olarak yer alacak anlamlı söz varlığı
sesli sözlük
SesliSözlük internet üzerinden hizmet veren çok dilli sözlüktür. İngilizce ve Türkçe yanında Osmanlıca, Almanca, İtalyanca, Fransızca, Yunanca ve İspanyolca da sözcük çevirisi yapılabilecek diller arasındadır. Toplam 20 dilde sözlük hizmeti vermektedir. Çeviri bölümü Türkiye ve Dünyada tercih edilen çeviri sayfaları arasına girmiştir. Çevirmen, Akademisyen, Öğrenci ve İş dünyasında çok kullanılan Sesli Sözlük ilk 1999 yılında tasarlanmış ve 2000 yılında genel sözlük yayınına başlamıştır. Kelimelerin tanımları yanında, Türkçe okunuşu, Eş ve Zıt anlamları, Etimolojik tanımlarına da yer verilmektedir. Çevirisi yapılan kelimeler Cümle içinde kullanımları ile anlam tanımaya yardım etmektedir. SesliSözlük uygulamasını tarayıcınız, iOS (iPhone,iPad) ve Android ve Windows-Phone cihazlarınız ile de kullanabilirsiniz. iOS uygulaması ile Arama geçmişi ve Favorilerinizi cihazlarınız ve tarayıcınız ile senkron hale getirebilirsiniz
Söz
(Osmanlı Dönemi) LEFZ
Söz
(Hukuk) KAVİL
Söz
(Osmanlı Dönemi) SERVA
Söz
(Hukuk) KELAM
Söz
bahis
ansiklopedik sözlük
Alfabetik sıraya göre kelimelerin karşılıklarını geniş bir biçimde veren, özel adları da içine alan sözlük türü
söz
Bir konuyu yazılı olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi
söz
Bir veya birkaç heceden oluşan ve anlamı olan ses birliği, kelime, sözcük
söz
Bir işi yapacağını kesin olarak vadetme
söz
Müzik parçalarının yazılı metni, güfte
söz
Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, kavil: "Söz var, iş bitirir; söz var, baş yitirir."- Atasözü
söz
Kesinlik kazanmayan haber, söylenti
söz
Bir konuyu yazılı veya sözlü olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi: "Yer yer birçok türküde rastladığımız beylik sözler de vardı içinde."- B. R. Eyuboğlu
söz
Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelâm, kavil
söz
(Osmanlı Dönemi) kâl
الإنجليزية - التركية

تعريف sözlük في الإنجليزية التركية القاموس.

isviçre sözlük
PLATİN
sözlük
المفضلات