Siz beyler niçin öyle öfkelisiniz?
- Why are you guys so angry?
Öfkeli kalabalık, arabaları devirdi ve mağazaların önündeki camları kırdı.
- The angry mob overturned cars and smashed storefront windows.
Başkan Jefferson kızmıştı.
- President Jefferson was angry.
Yumiko biraz kızmıştı.
- Yumiko was a little angry.
Kızgınsan ona kadar; çok kızgınsan yüze kadar say.
- When angry, count ten; when very angry, a hundred.
Tom kızgın ayıdan kaçmak için elinden geldiği kadar hızlı koştu.
- Tom ran as fast as he could to escape from the angry bear.
Tom sinirli ve öfkeli görünüyor.
- Tom seems frustrated and angry.
Oldukça sinirli görünüyorsun.
- You look pretty angry.
Oldukça hiddetli görünüyorsun.
- You look pretty angry.
Çığlık beni uykumdan uyandırdı.
- The cry roused me from my sleep.
Ses onu uykudan uyandırdı.
- The sound roused her from sleep.
Slogan, insanları canlandırmak için tasarlandı.
- The slogan was designed to rouse the people.