Akıllı bir okuyucu, anonim kaynaklar dahil, okudukları her şeyi tartmak için istekli olmalıdır.
 - An astute reader should be willing to weigh everything they read, including anonymous sources.
Riski almaya istekli olduğunuzu varsayıyorum.
 - I assume you are willing to take the risk.
Tom Mary'nin ona gitarını vermek için gönüllü olacağını düşünmüyor.
 - Tom doesn't think Mary would be willing to lend him her guitar.
Benim için herhangi bir şeyi yapmaya gönüllü.
 - She is willing to do anything for me.
Akıllı bir okuyucu, anonim kaynaklar dahil, okudukları her şeyi tartmak için istekli olmalıdır.
 - An astute reader should be willing to weigh everything they read, including anonymous sources.
Benim sponsorum benim öneriyi kabul etmek için istekliydi.
 - My sponsor was willing to agree to my suggestion.
Ben teklifini kabul etmeye hazırım.
 - I'm willing to accept your offer.
Eğer yapmamı istiyorsan, sana yardım etmeye hazırım.
 - I'm willing to help you if you want me to.
Böyle yüksek bir bedel ödemeye razı değilim.
 - I'm not willing to pay such a high price.
Onu hala bedava yapmaya razıyım.
 - I'm still willing to do that for free.
If my boyfriend isn't willing to change his drinking habits, I will split up with him.