الإنجليزية - التركية
تعريف price, rate; protective tax في الإنجليزية التركية القاموس.
- tariff
- gümrük vergisi
- tariff
- tarife
O zaman, tarifeler birçok üründe yüksekti.
-At that time, tariffs were high on many products.
Yabancı ürünlere haksız tarifeler uygulanmaktadır.
-Unfair tariffs are imposed on foreign products.
- tariff
- {i} fiyat listesi
- tariff
- bildirmelik
- tariff
- (Ticaret) koruyucu gümrük vergisi
- tariff
- {i} gümrük
Bazı gümrük vergileri yüzde 60'a varıyordu.
-Some of the tariffs were as high as sixty percent.
Başkan Arthur gümrük vergilerini düşürmek istedi.
-President Arthur wanted to reduce the tariffs.
- tariff
- ithalât veya ihracat üzerine hükümetin koyduğu vergi
- tariff
- preferential tariff dost memleketlere uygulanan indirimli gümrük tarifesi
- tariff
- gümrük tarifesi yapmak
- tariff
- vergi koymak
- tariff
- (fiil)rgilendirmek, tarife uygulamak
- tariff
- tarife/vergi
- tariff
- tarife uygulamak
- tariff
- {i} (otel/motel/pansiyon için) tarife
- tariff
- {i} (ithalat/ihracat üzerine konulan) vergi
- tariff
- vergilendirmek
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف price, rate; protective tax في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {i} tariff
price, rate; protective tax
الواصلة
price, rate; pro·tec·tive taxالنطق
Resimler
السابق
المفضلات