تعريف prevailing among the people; epidemic; as, a popular disease في الإنجليزية التركية القاموس.
- popular
- {s} popüler
Geçen sene kurulan lunapark sağolsun şehir popüler oldu.
-Thanks to the amusement park built last year, the city has become popular.
Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.
-Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, at most only a few university students know it.
- popular
- halka hitap eden
- popular
- yaygın
Yaygın görüşün aksine, Tom o kadar da saf değildir.
-Contrary to popular belief, Tom isn't that naive.
Köpek balığı süzgeci çorbası Çin'de çok yaygındır.
-Shark fin soup is very popular in China.
- popular
- gözde
- popular
- genel
Genelde Japon arabaları denizaşırı ülkelerde daha popüler.
-Generally speaking, Japanese cars are popular overseas.
Genellikle eğitimli insanlarda olduğu gibi o klasik müziği popüler müzikten daha çok seviyor.
-As is often the case with educated people, he likes classical music better than popular music.
- popular
- {s} tutulan
- popular
- {s} rağbette olan
- popular
- {s} popüler, herkesçe sevilen
- popular
- popular election herkesin oyunu kullanabildiği seçim
- popular
- {s} halkın zevkine uygun, halka hitap eden
- popular
- halkın kesesine elverişli
- popular
- (sıfat) popüler, tutulan, sevilen, halka özgü, halk
- popular
- halka ait
- popular
- {s} halka özgü
- popular
- {s} sevilen
Tom oldukça sevilen, değil mi?
-Tom is quite popular, isn't he?
Orası sevilen bir turistik yerdir.
-It is a popular tourist destination.
- popular
- popular frontfaşizme ve gericiliğe karşı gelen ve göster
- popular
- herkes tarafından sevilen
المصطلحات ذات الصلة
تعريف prevailing among the people; epidemic; as, a popular disease في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- popular