playful, often noisy, activity

listen to the pronunciation of playful, often noisy, activity
الإنجليزية - التركية

تعريف playful, often noisy, activity في الإنجليزية التركية القاموس.

fun
{i} eğlenme

Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak ve eğlenmek için zamanı var. - Although the pressure of studying at the University of Cambridge is very high, many students still have time to go out and have fun.

Biz çok fazla eğlenmedik. - We didn't have much fun.

fun
eğlence

Motosiklete binmek eğlencelidir. - It's fun to ride a motorcycle.

Müzik dinlemek çok eğlenceli. - It is a lot of fun to listen to music.

fun
eğlenmek

Tom sadece eğlenmek istiyor. - Tom just wants to have fun.

Genç çift, eğlenmek için Kyoto'ya gitti. - The young couple went to Kyoto for fun.

fun
f s eğlence
fun
eğlendirici
fun
neşe

O, komik bir hikaye ile bizi neşelendirdi. - He amused us with a funny story.

fun
eğlenceli

Müzik dinlemek çok eğlenceli. - Listening to music is lots of fun.

Motosiklete binmek eğlencelidir. - It's fun to ride a motorcycle.

fun
şaka etmek
fun
oyunculuk
fun
zevk

Bu roman eğlenceli ve zevkli. - This novel is fun and enjoyable.

Sadece zevk için okula gelmeyin. - Don't come to school just for fun.

fun
{i} alay

Lehçesinden dolayı, Tom her zaman John'la alay eder. - Tom always makes fun of John because of his dialect.

Yabancılarla alay etme. - Don't make fun of foreigners.

fun
{i} şaka

Bu şaka/fıkra komik değildi. - That joke wasn't funny.

Şakaların komik değil. - Your jokes aren't funny.

fun
{f} k.dili. şaka etmek
fun
hoş for fun işin içine para katmadan şaka ol sun diye in fun şakadan
fun
latife olarak Like funl Yok canıml make fun of
fun
k dili eğlendirici
الإنجليزية - الإنجليزية
fun
playful, often noisy, activity
المفضلات