Do you want to share my dessert with me?
- Tatlımı benimle paylaşmak ister misin?
Germany shares a border with France.
- Almanya, Fransa ile bir sınır paylaşmaktadır.
Do you want to share my dessert with me?
- Tatlımı benimle paylaşmak ister misin?
I don't want to share my room with Tom.
- Odamı Tom'la paylaşmak istemiyorum.
Fadil was making an effort to share Layla's passions.
- Fadıl, Leyla'nın tutkularını paylaşmak için çaba harcıyordu.
Not all Americans shared Wilson's opinion.
- Bütün Amerikalılar Wilson'un görüşünü paylaşmadı.
You have to share the cake equally.
- Pastayı eşit olarak paylaşmak zorundasın.
She shared her piece of cake with me.
- O, kek parçasını benimle paylaştı.
Tom, Mary and John shared the cost of the party.
- Tom, Mary ve John Partinin maliyetini paylaştılar.
Nakido is a file sharing platform.
- Nakido bir dosya paylaşım platformudur.
I'm sharing my flat with my brother.
- Apartman dairemi erkek kardeşimle paylaşıyorum.
I share the room with my sister.
- Odayı kız kardeşimle paylaşıyorum.
Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
- Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
Everyone should discover for themselves the happiness of sharing.
- Herkes kendisi için paylaşmanın mutluluğunu araştırmalı.
I don't mind sharing my table.
- Ben benim masamı paylaşmayı kafama takmam.