الإنجليزية - التركية
تعريف passableness; mediocrity في الإنجليزية التركية القاموس.
- indifference
- {i} ilgisizlik
İlgisizlik bir ilişki için ölüm öpücüğü ise öyleyse rahatlık bir iş için ölüm öpücüğüdür.
-If indifference is the kiss of death for a relationship, then complacency is the kiss of death for a business.
En iyi intikam ilgisizlik, küçümsemedir.
-The best revenge is indifference, contempt.
- indifference
- {i} aldırmazlık
- indifference
- (Tıp) indiferans
- indifference
- nemelazımcılık
- indifference
- adamsendecilik
- indifference
- lakaydi
- indifference
- kayıtsızlık
O kayıtsızlık hakkında bir hava üstlendi.
-She assumed an air of indifference.
Kayıtsızlık, hoşgörüsüzlüğün en hafif biçimidir.
-Indifference is the mildest form of intolerance.
- indifference
- aldırışsızlık
- indifference
- {i} ilgilenmeme
- indifference
- {i} önemsizlik
- indifference
- a matter of indifference ilgilenmeye değmeyen mesele
- indifference
- {i} tarafsızlık
- indifference
- {i} duygusuzluk
- indifference
- {i} hissizlik
- indifference
- önem vermeyiş
- indifference
- {i} umursamama
- indifference
- {i} umursamazlık
- indifference
- tarafsızlık/ilgisizlik
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف passableness; mediocrity في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- indifference
passableness; mediocrity
الواصلة
passableness; me·di·oc·ri·tyالنطق
Resimler
السابق
المفضلات