Sadece beyaz kağıt yeterli.
- Plain white paper will do.
Japonya, çok fazla kâğıt tüketmektedir.
- Japan consumes a lot of paper.
Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır.
- The information presented in Kelly's paper on color coordination is seen to be of use in building up an alternative theory.
Onun raporu tatmin edici olmaktan uzaktır.
- His paper is far from satisfactory.
Yapmanız gereken her şey bu evrakı imzalamaktır.
- All you have to do is sign this paper.
Tüm evraklar bantlandı ve kasada muhafaza edildi.
- All the papers were taped up and kept in the safe.
Kaza, bugünkü gazetede bildirildi.
- The accident is reported in today's paper.
O, her sabah gazete okur.
- He reads the paper every morning.
Masanın üzerinde bir kitap, bir kalem ve bir kağıt var.
- There's a book, a pencil, and a sheet of paper on the table.
Kitaplar insanlığın kağıt hafızasıdır.
- Books are the paper memory of mankind.
Daha fazla kağıt para kullanımını girdiği için değeri düştü.
- As more paper money came into use, the value fell.
Hiçbir hükümet arazisi kağıt para ile satın alınamıyordu.
- No government land could be bought with paper money.
Bu çanta kağıttan yapılmıştır.
- This handbag is made of paper.
Ben sadece geri dönüştürülmüş kağıttan yapılmış tuvalet kağıdı alırım.
- I only buy toilet paper made from recycled paper.
Kağıt, cam ve plastik geri dönüştürülebilir malzemelerdir.
- Paper, glass and plastic are recyclable materials.
On kağıt tabağın maliyeti bir dolar eder.
- Ten paper plates cost one dollar.
Onun asistanı kağıt yığınını tekrar ve tekrar inceledi.
- His assistant examined the pile of papers over and over again.
Tom ofisinde evrakları inceliyor.
- Tom is in his office looking over papers.
Lütfen cevabı bu kâğıt parçasına yazınız.
- Please write the answer on this piece of paper.
Yazıcıya kağıt lazım.
- The printer needs paper.
Bir bildiri yazmalıyım.
- I have to write a paper.
Kaza, bugünkü gazetede bildirildi.
- The accident is reported in today's paper.
O onun sınav kağıdını dikkatle inceledi.
- He attentively went over her exam paper.
O sınav kağıdını dikkatle gözden geçirdi.
- He revised his exam paper with attention.
10 kağıt tabak ne kadar?
- How much do ten paper plates cost?
Sadece beyaz kağıt yeterli.
- Plain white paper will do.
After they reached an agreement, their staffs papered it up.
to paper the hallway walls.
paper tiger.
paper plane.
A book is made of paper.
- Books are made out of paper.